Türk Japon Vakfı ve Uluslararası Japon İşbirliği Ajansı’nın ortaklaşa düzenlediği “ikinci Afet Eğitimi Materyal Geliştirme Yarışması” ödülleri sahiplerini buldu.
Türk Japon Vakfı ve kısa adı JICA olarak bilinen Uluslararası Japon İşbirliği Ajansı Türkiye temsilciliği iş birliği ile ikincisi gerçekleştirilen “Afet Eğitimi Materyal Geliştirme Yarışması” ödül töreni Türk Japon Vakfı Kültür Merkezinde düzenlendi.
Ödül töreninde, çeşitli eğitim düzeylerinde tasarlanan projeler arasında dereceye girenlere ödülleri verildi.
Ankara Oran’daki Türk Japon Vakfı’nda düzenlenen törene, Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora Sayan, Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Suzuki Kazuhiro ve Uluslararası Japon İşbirliği Ajansı Türkiye Ofisi Başkanı Yuko TANAKA katıldı.
Törende, Hyogo Valiliği Avrupa Temsilciliği Ofisi Genel Müdürü OE SHINICHIRO, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan TATAR, AFAD Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Muhammet Maruf YAMAN da hazır bulundu.
Ödül töreni, Türk Japon Vakfı ikinci Başkanı Doç. Dr. Emin Özdamar’ın açılış konuşması ve sunumuyla başladı.
İlk konuşmacı Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora SAYAN’dı.
Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora Sayan konuşmasında, yarışmalara katılımın oldukça yoğun olduğuna vurgu yaparak bu yarışmalarda “amacımız geçlerimizin, çocuklarımızın afet karşısında nasıl bir davranış sergileyeceklerini onlara öğretebilmek. Başka bir deyimle onlara balık tutmayı öğretiyoruz karınlarını doyurmalarından ziyade, bu şekilde yetişen çocuklarımız, aile içerisinde, toplumda ve kendi okullarında afet ile ilgili davranışlarda önderlik yapıyorlar. Bu bizi çok mutlu ediyor ve olumlu yollar aldığımızı görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Sıklıkla afet yaşayan iki ülke Japonya ve Türkiye’nin, afet risk alanında da birbirinin yanında yer alarak güzel bir iş birliği sergilediğini hatırlatan Uluslararası Japon İşbirliği Ajansı Türkiye Ofisi Başkanı Yuko Tanaka da “1999 Marmara Depremi’nin akabinde JICA önderliğinde Japon arama kurtarma ve tıbbi yardım ekipleri, Türkiye’nin yanında yer aldı. Ayrıca, 2011 Van Depremi sonrasında ise JICA aracılığıyla Japon hükümetinin yaptığı yardımlar bölgeye ulaştırıldı. Türkiye tarafından ise 11 Mart 2011 tarihinde gerçekleşen Japonya Depremi’nde ve tsunami afeti sonrasında Türk hükümeti, AFAD arama kurtarma ekiplerini bölgeye gönderdi ve bu ekipler, Japonya’da en uzun süre yardım faaliyetlerinde bulunarak Japon halkının kalbinde iz bıraktı.” dedi.
Kısa adı AFAD olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan TATAR konuşmasında, Türkiye’nin depremler konusunda Japonya ile ortak kaderi paylaşan bir ülke olduğunu ifade ederek Türkiye’de olan yıkıcı depremlerle ilgili tarihi bir perspektif çizdi.
Japonya ile çok uzun yıllara dayalı bir ortak çalışma kültürü oluştuğuna değinen TATAR, 1999 Düzce depreminden sonra bu ilişkilerin çok ileri düzeye geldiğini ve deprem konusunda farklı projelerde Japon bilim insanlarıyla birlikte çalıştıklarını söyledi.
TATAR, Türkiye ile Japonya arasında çok sayıda ortak çalışma alanları olduğunu bunlardan birisinin de afet risklerinin azaltılması konusu olduğunu kaydetti.
TATAR, 2015 yılında afet risklerinin azaltılması konusuyla ilgili Birleşmiş Milletler toplantısında bir çok ülkenin yaptığı gibi Türkiye’nin anlaşmayı imzaladığının da altını çizdi.
2009 yılında kurulan AFAD ile birlikte Türkiye’de afet risk azaltma çalışmaları, afetlere müdahale, afet yönetimi, risk yönetimi konularının çok daha farklı bir noktaya taşındığını vurguladı.
Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Kazuhiro SUZUKI ise konuşmasında şunları kaydetti; “Önemli sorunlardan biri olan depreme karşı korunma önlemleri Japonya ve Türkiye’nin ivedilikle ele alması gereken konulardır. Son yıllarda iki ülkenin afet önleme işlerinin önemi gitgide artmaktadır. Bugün işbirlikleri vesilesiyle Japonya Türkiye dostluğunun daha da güçlenmesini dilerim.
Hyogo Valiliği Avrupa Temsilciliği Ofisi’nden OE SHINICHIRO da konuşmasında, depremle ilgili tüm çalışmalarla Türkiye’nin geleceği ve deprem eğitimine katkıda bulunacaklarını söyledi.
AFAD Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Muhammet Maruf YAMAN ise Türkiye’nin Deprem haritasında 485 adet fayın işaretli olduğunu belirterek bunun güncelleştirilmesi ile ilgili projelerin sürdürüldüğünü bu çalışma kapsamında bu fayların geçmişte ürettikleri depremlerle ilgili ayrıntılı bilgiler ürettiklerini söyledi.
Muhammet Maruf Yaman, bunun gelecekte olacak depremlerle ilgili bir öngörüde bulunmalarını sağlayacağını da kaydetti.
Konuşmalardan sonra ödül törenine geçildi.
Türk Japon Vakfı ikinci Başkanı Doçent Dr. Emin Özdamar’ın tanıtımıyla başvuran eserlerden ödüle layık görülenler ödüllerini törene katılan protokol temsilcilerinden aldılar.
Konuşmalar ve Ödül töreninden sonra Nejat Bora SAYAN ve beraberindekiler yarışmacıların kurduğu standları ziyaret ederek ödül kazanan öğrencilerden projeleri hakkında ayrıntılı bilgi aldılar.
SUAT HEKİMOĞLU BOKS FEDERASYONU Başkanlığına seçildi.
BOKS Federasyonu’nun 6’ıncı Olağan ve 8’inci Mali Genel Kurulu Ankara’dakİ JW MARRIOTT Otelde yapıldı.
BOKS Federasyonu Genel Kurulu, AMATÖR SPOR KULÜPLERİ KONFEDERASYONU Genel Sekreteri Abdullah ALBUNAR’ın Divan Başkanlığında düzenlendi.
BOKS Federasyonu Başkan adaylarından SUAT HEKİMOĞLU Genel kurulda seçimden önce yaptığı konuşmada çalışma takvimini ve projelerini anlattı.
Başkan adaylarından Eyüp GÖZGEÇ de Başkanlık dönemindeki kazanılan başarıları ve projeleriyle ilgili bir konuşma yaptı.
Selçuk AYDIN da konuşmasında projelerini anlattı.
Üç başkan adayının konuşmalarından sonra başkanlık seçimine geçildi.
Boks Federasyonunun Genel kurulundaki üç adaylı başkanlık seçimi sonucunda SUAT HEKİMOĞLU oy kullanan 294 delegeden 119’unun oyunu alarak BOKS Federasyonu Başkanlık koltuğuna oturdu.
Öteki adaylardan EYÜP GÖZGEÇ de 92 oy aldı.
Başkan adaylarından Selçuk AYDIN ise 76 oyda kaldı.
BOKS Federasyonu Başkanı SUAT HEKİMOĞLU başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
SUAT HEKİMOĞLU, teşekkür konuşmasında şunları söyledi:” Öncelikle beni destekleyen, desteklemeyen herkese çok çok teşekkür ediyorum.
Bugün burada Türk boksunun bir çınarını devirdik.
İşimiz çok zordu. Dolayısıyla Eyüp abimize de saygılarımı sunuyorum. Verdiğiniz destekten dolayı siz delegelere de çok teşekkür ediyorum.
Bugün, burada Türk boksu kazanmıştır. Bundan sonra arkadaşlar hep birlikte; ben ayrım yapmayı seven bir insan değilim. Ben kimseye kin tutamam, istesem de yapamam.
Eyüp abiyi de seviyorum. Selçuk kardeşimi de çok seviyorum. Bu işe emek verdiler. Yıllarca hepsiyle istişare içerisinde olarak Türk Boksunu yönetmek istiyorum.
Herkese teşekkür ediyorum. Yönetim kurulu olarak bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz.
Yapılan seçim sonucunda, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi
Türkiye Güreş Federasyonu, 18 Aralık 2024 tarihinde düzenlenen 6’ıncı Olağan Genel Kurulu’nda yapılan seçimlerin ardından oluşan yeni yönetim kurulu ile ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Yönetim Kurulu toplantısı, Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül’ün başkanlığında yapıldı.
Yeni döneme dair hedefler, politikalar ve projelerin detaylı bir şekilde ele alındığı toplantıda, Türk güreşinin geleceği için izlenecek yol haritası belirlendi.
Toplantıda, yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı da yapıldı.
Başkan Taha Akgül, Başkanvekili Mesut Özarslan, İdari İşlerden Sorumlu Asbaşkan Hüseyin Kaya, Organizasyonlardan Sorumlu Asbaşkan Abdullah Şanlı, Grekoromen Güreşten Sorumlu Asbaşkan İbrahim Demirtürkoğlu, Serbest Güreşten Sorumlu Asbaşkan: Murat Şahin, Finans ve Sponsorluktan Sorumlu Asbaşkan Arslan Narin, Hukuk İşlerinden Sorumlu Asbaşkan İsmail Yağbat, Tesislerden Sorumlu Asbaşkan, Şems Sezal, Dış İlişkilerden Sorumlu Asbaşkan İhsan Gürol Güzey, Asbaşkan, Ahmet Yıldırım
Yeni yönetim kurulu üyeleri, Türk güreşini hem ulusal hem de uluslararası arenada daha ileriye taşımak için kararlılıkla çalışacaklarını ifade ettiler.
Toplantıda, altyapı, sporcu gelişimi ve uluslararası organizasyonlarda daha fazla başarı elde etme hedefleri toplantının ana gündem maddeleri arasında yer aldı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son dönemlerde yaşanan doğal afetlerin üretime verdiği zararı yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi. “Ülkemizde yaşanan doğal afetlerin sayısı ve şiddeti her geçen gün artıyor. Bu durum en çok doğa koşullarına bağımlı olarak üretim yapan çiftçilerimizi etkiliyor” şeklinde konuşan Bayraktar, basın açıklamasını şöyle sürdürdü; “2023 yılında meydana gelen doğal afetlerin sayısı 10 yıl öncesine göre 3 kat artarak 1475 oldu. 2024 yılının ilk 8 ayında 900 doğal afet meydana geldi. Bu afetlerin yüzde 36’sı şiddetli yağış ve sel, yüzde 22’si dolu, yüzde 21’i fırtına ve hortum şeklinde gerçekleşti. Samsun’un Bafra ilçesinde ağustos ve eylül aylarında şiddetli yağış sebebiyle sel meydana geldi. Karnabahar, brokoli ve lahana gibi ürünlerin su altında kalmasıyla ürünler zarar gördü. Yaşanan bu afet hem çiftçilerimizin emeklerini boşa çıkardı hem de ürün fiyatlarının artmasına sebep oldu.”
“Üreticilerimiz yaralarının sarılmasını bekliyor” “Ekim ayında Çanakkale’nin Biga ilçesinde 45 bin dekar alanda dolu afeti oldu ve çeltik alanlarının tamamı zarar gördü. Olay sonrası biz de Biga’yı ziyaret ederek, çiftçilerimizle bir araya geldik. Fakat Ziraat Odamızdan aldığımız bilgilere göre aradan geçen bir buçuk aylık sürede henüz çiftçilerimizin yaralarını saracak bir gelişme olmadı. Üreticilerimizin üretime devam edebilmeleri için destekler acilen ödenmelidir. Antalya ve Mersin’de yaşanan şiddetli yağış ve fırtına, yılın 12 ayı tarımsal üretim arzına hizmet eden seraları vurdu ve zarar verdi. Şiddetli yağışla birlikte bazı seraları su bastı. Ardından saatte 100 km hızını bulan fırtına ve hortum; sera yapılarına, ürünlere ve güneş panellerine zarar verdi.”
“Sera üretiminin yapıldığı illerde yaşanan doğal afetler endişe vericidir” “Türkiye’deki örtü altı üretim alanlarının yüzde 65’i Antalya ve Mersin’de bulunuyor. Yine örtü altında üretilen sebzelerin yüzde 68’i bu iki ilde üretiliyor. Bu sebeple, tarlada üretimin bittiği, meyve-sebze fiyatlarının arttığı bu dönemde Antalya ve Mersin’de yaşanan afetler endişe vericidir. Ne yazık ki doğal afetlere karşı alınacak önlemler sınırlı kalıyor ve tam olarak koruma sağlayamıyor. Tarım sigortalarının önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Devlet destekli tarım sigortaları sayesinde sigortalı çiftçi sayısında artış olsa da yeterli değildir. Antalya ve Mersin’deki Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre örtü altı üretimi yapan çiftçilerimizin çok azı sigorta yaptırabilmiştir. Yapılan kolaylaştırmalara rağmen primler çiftçilerimiz için halen yüksektir. Dolayısıyla devlet desteği artırılarak primler çiftçilerimiz için daha makul bir düzeye çekilmelidir. Ayrıca örtü altı üreticilerimizin sigorta ile ilgili bir diğer sorunu da sera parsellerinde sehven meydana gelen kaymalardır. Bu durum çiftçilerin bakanlık kayıt sistemlerine kayıt olamamasına ve dolayısıyla da tarım sigortası yaptıramamasına sebep oluyor. Yıllardır sigorta yapılan aynı parseller emsal kabul edilerek bu sorun çözülmelidir.”
“Destekler üreticilerimize zamanında ulaştırılmalıdır. Geç verilen destek, destek değildir” “Çiftçilerimizin sigortaya olan ilgilerini artırmak için istekleri ve beklentileri daha fazla dikkate alınmalıdır. Çiftçilerimizi tarımsal üretimden koparmamak ve ülkenin gıda arzını korumak birincil gayemiz olmalıdır. Hali hazırda yüklü borçlar altına girerek tarımsal üretim yapan çiftçilerimizin ekonomisi birkaç saat içinde yaşanıp biten doğal afetlerle sarsılmaktadır. Bu sebeple doğal afetlerin sonrasında yapılan yardımlar artırılmalı, çiftçilerimiz ayakta tutulmalıdır. Bir ürünün yalnızca bulunabilir değil, tüketici tarafından satın alınabilir olması da önemlidir. Bu yüzden gıda enflasyonunun körüklenmesine sebep olacak bu gibi doğal afetlerde çiftçilerimize daha fazla destek olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki üretimden bir kez kopan çiftçimizi geri getirmek çok zordur. Destekler üreticilerimize zamanında ulaştırılmalıdır. Geç verilen destek, destek değildir.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.